ülkemizde üretilen ballar..
bal hakkında her şey...
Bal çeşitlerimiz;
Ülkemizde zengin bitki örtüsünün bulunması doğal olarak bal çeşitlerimizide etkilemektedir.Yöreden yöreye ballarımızın tadları degişiklik göstermektedir.Renk olarakta farklılık gösteren ballarımız dünyanın en iyi balları arasındadır.
Kestane Balı
Kestane; Fagaceae familyasının ballı olarak bilinen üç türünden
biridir. Koyu kahve renkli, buruk biraz acı ve kestaneye özgü tadı
ve kokusu olan bu bal, antiseptik özelliğiyle tanınır. Yaklaşık 30
metre yükseklikte olan dalların çiçeklenme zamanı Haziran ve Temmuz
aylarıdır. Bal arısı kestaneden hem polen hem nektar hem de salgı
toplar. Arılar kestaneden nektar toplarken tozlaşmayı da sağlayarak
kestane üretimine katkı da bulunurlar. Bitkinin balı da meyvesi gibi
koyu kahve renklidir. Kristalleşmesi yavaştır, kristalleştiği zaman
çok ince granüller oluşturur.
Araştırmalarda antibiyotik özelliğiyle B.Hemolotik streptecoc'lara
karşı etkili olduğu tespit edilmiştir. B ve C vitaminleri açısından
zengin olan Kestane Balı kasları kuvvetlendirici, kan dolaşımını
düzenleyici, mide ve karaciğer yorgunluğunu giderici, bağışıklık
sistemini güçlendirici etki yapar. Kestane Balı solunum ve sindirim
sistemlerine olumlu etkiler getirmektedir. Özellikle mevsim
değişikliklerinde bol miktarda kestane balı tüketilmelidir.
Narenciye Balı
Narenciye Balı Akdeniz yöresine özgü bir baldır. Narenciye ağaçları
Nisan ayında çiçeklenir, meyve kabuklarında eterik yağ vardır.
Narenciye
ağaçlarından gelen nektar akışı üç hafta kadar sürer ve bol miktarda
olur. Narenciye balının yüksek düzeyde kalsiyum fosfat ve demir
fosfat içerdiği saptanmıştır. Narenciye Balı açık sarı renkte ve
akışkandır. Ağaçlarına özgü rayiha ve seçkin lezzeti vardır, bol
miktarda C vitamini içerir. Karaciğere olan olumlu etkisi
bilinmektedir. Uzmanlar tıbbi açıdan da narenciye balına önem
verilmesi gerektiğini kaydetmektedirler. Sinir yatıştırıcı, kramp
çözücü özellikleri nedeni ile sinir hastalıklarında kullanılır.
Çam Balı
Çam ağaçlarında yaşayan bir kısım canlıların, yani basra'nın
(örneğin çam pamuklu koşnili) salgıladıkları bal şebnemi (bal
çiçeği= basura) denen tatlı maddeler, balarıları tarafından
toplanarak değişikliğe uğratılır. Çam balının oluşumu iki aşamada
gerçekleşir:
1. Aşama -Önce, basra denilen canlı, onbinlercesi biraraya gelerek
topraktan ağacın gövdesine tırmanır ve orada yaşamaya başlar. Bu
sırada ağaçların cephelerinde beyaz pamuk benzeri tomarlar meydana
getirirler.
Bu,
insan gözüyle kolayca görünür. Yaz aylarına, Ağustos' a doğru basra
canlısı çam ağacının özünden elde ettiği ettiği beyaz ve renksiz bir
salgı oluşturur. Bu salgı ağacın gövdesinde ince bir ip gibi
sallanır.
2. Aşama: Kovana bal taşıyacak arılar çam ormanlarında dolaşır ve
yukarıda bahsedilen, çam ağaçlarının gövdesindeki çam özlü salgıyı
alırlar. Arılar, bünyesindeki salgılarla bu ham haldeki çam balını
işleyip kovana taşır. Peteklerdeki gözlere işçi arılar tarafından
yerleştirilir. Dünyadaki çam balı üretimin %90'ı Türkiye'de
yapılmaktadır. Kalitesi, aroması ve içerdiği zengin besin
maddeleriyle Türk Çam Balına yurt dışından büyük bir talep
vardır.Çam balının en önemli özelliği kıvamı bozulmadan veya
donmadan yıllarca saklanabilmesidir. Bu nedenle pazarlaması da
kolaydır. Rengi çiçek ballarının ekseriyetinden daha koyudur. Besin
değeri biraz daha düşük olmakla birlikte, özellikle boğaz
rahatsızlıklarına çok iyi gelir. Çam balı, kristalizasyona
dayanıklılığı ve önleyici özelliği ile, tıpta ve gıda sektöründe
çeşitli ürünlerde (örneğin dondurmalarda) bir doğal katkı maddesi
olarak geniş bir kullanım alanına, ve önemli ihracat potansiyeline
sahip bir üründür.
Ülkemizin akciğeri sayılan zengin orman bölgelerinin doğal ürünüdür.
Çam balı diğer balların aksine çiçeklerden toplanan nektarlardan
değil, arıların çam ağaçları üzerinde oluşan reçineleri işleyerek
elde ettikleri salgı balı türüdür. Öncelikle Ege ve Akdeniz
bölgelerinde üretilir. İlkbahar - sonbahar aralıklarında işlenir.
Koyu bulanık kahverengi renkte, keskin bir tadı ve çam ağacına özgü
rayihası vardır.
Çam balının solunum yollarına, sindirim sistemine olan olumlu etki
ve faydaları tıpta kabul görmüştür. Her sabah bir bardak ılık su ile
karıştırılarak aç karnına içildiğinde, kilo verdirme özelliğine
sahiptir.
Kekik Balı
Kekik; genusun beş farklı türünden nektarlı bitki olarak bilinir.
Yaygın olarak kırsal bölgelerde yetişen bir bitkidir. Ülkemizde
öncelikle Ankara, Çankırı, Kastamonu, Bolu, Amasya, Trabzon ve
Kütahya'nın tepe ve dağlarında doğal ortamda bol miktarda yetişir.
Kekik bileşiminde "Timol" içeren uçucu bir yağ vardır. Çiçeklenme
dönemi Mayıs başından Ağustos sonuna kadar devam eder.Kekik Balı
açık altın sarısı renktedir.
Tadı
ve aroması çok güzeldir. Kekik Balı enzim içeriği bakımından çok
zengindir. Antiparaziter etkisi ile bilinir. Bu etkisi timol denen
terpenik maddeden dolayıdır. Kekik balı soğuk algınlığını kısa
sürede giderir ayrıca yara iyileştirici özelliği vardır. Kekik
balı, bal çeşitlerinin arasında en özellikli olanıdır. Saf kekik
otundan öz toplayan arıların ürettiği şeffaf, kekik kokulu, buruk
tatlı bir baldır. Karaciğer başta olmak üzere mide, astım ve egzema
hastalıklarına iyi geldiği söylenir. Ege, İç, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinin yüksek rakımlı yaylarındaki kekiklerin
nektarını içeren ballardan özenle seçilen Kekik balları, sizlerin
damak zevkine sunulmuştur.
Yayla Çiçek Balı
Çiçek florası bol olan, Türkiye'nin en verimli, yüksek yayla ve
meralarında karma kır çiçeklerinden elde edilir. Açık kehribar
renkte hoş bir rayiha ve keskin tadı olan bu bal, kahvaltıların
olmazsa olmaz denile bilecek bal çeşididir. Bir - iki çorba kaşığı
Yayla Balı günlük enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını
karşılamaya yeterli ve sinir sistemini güçlendirmekte gereklidir.
Balın
hammaddesi, nektar denen balözüdür. Balın kalitesi, doğrudan nektara
bağlıdır. Çiçeklerin ve çeşitli bitkilerin salgıladıkları nektarın,
bal olabilmesi için kimi işlemlere tabi tutulması gerekmektedir.Arı,
genellikle bir seferinde sadece tek çeşit çiçekten nektar toplar.
Yani ilk olarak arı hangi çiçek türünden nektar toplamaya
başladıysa, hep o türden çiçekleri dolaşır, başka çiçeklere
gitmez.Nektar yükü ile kovana dönen tarlacı arı, karşısına çıkan
genç evci arıya bir damla nektar verir. Sonra kovan içinde
ilerlemeye devam eder.iki ya da üç evci arıya geri kalan nektar
yükünü aktarır.Dışarıda nektar bol ise, tarlacı arılar hızla yükünü
boşaltıp tekrar tarlaya dönerler. Eğer nektar kaynanağı yeni ve
mükemmel ise, nektar yüklü arı kovana girince diğer arılara durumu
anlatmak için bir çeşit hareketlerde bulunur, karnın ı sağa sola
hareket ettirir.
Bu
dansı seyreden beş- altı arı, aldıkları bilgiye istinaden nektar
kaynağını bulmak üzere kovandan ayrılır. Dans hareketlerinde bulunan
arı, bu hareketlerine devam eder ve kendisi kovandan ayrılıncaya dek
en az bir düzine arı, bahsi geçen nektar kaynağını bulmak için uçuşa
geçer.Yayla Çiçek balı, çok değerli ve besleyicidir